Bu Blogda Ara

13 Aralık 2010 Pazartesi

Tango1: Tango Avrupa'ya Nasıl Ulaştı

tango’nun avrupa için en önemli özelliği, avrupa’da yapılan ilk eşli emprovize dans olması. tango öncesinde avrupa’da genel olarak kadın ve erkeğin aynı anda aynı adımı attığı sıralı danslar ediliyor. (tabi burada 20. yy’ın başında londra’da moda olan ve vals’ın daha zor ritimlerle yapılan bir formu olarak kayıtlara geçmiş boston’dan bahsetmek lazım. boston moda olmasına rağmen geniş kitlelere yayılamamış bir dans, günümüzde ise bazı salon dansçıları tarafından oldukça basitleştirilmiş bir hali hala yapılmakta.) yani özetle tango’nun avrupa’ya gelişini eşli dansın başlangıcı olarak addedebiliriz. ben ederim en azından.



tango’nun avrupa’ya ulaştığına dair en eski deliller yine 20. yy’ın ilk 10 yılına rastlıyor. muhtemelen, marsilya limanına gelen arjantinli denizciler tarafından marsilyalı hanımlarla dans etmek için tercih edilen dans olması tango’nun ateşinin avrupa’da yanmaya başladığı günlerin başlangıcı oluyor. 1909’da paris’te monmartre sahnesinde tango yapıldığına dair deliller olsa da, tango’nun paris’te bir fırtınaya dönüştüğü yıl olarak 1912’yi telaffuz edebiliriz.


tabi bunlar olurken dünyanın sosyo-ekonomik durumunda da bugünden farklı bazı durumlar var, tango’yu ilgilendiren en önemli farklılık ise arjantin’in bu dönemlerde dünyanın en zengin 7. ülkesi olması. kişi başına düşen gelir italya ve ispanya’nın 4 katı neredeyse. tabi zenginlerin giderek zenginleştiği arjantin’de “paramız var ne yapalım” diyen her aile birbirinden de görerek oğullarını avrupa’ya üniversiteye ya da eğitimlerini taçlandırmak maksatlı avrupa turlarına göndermeye başlar. hatta bu moda olur. bu genç adamlar, arjantin’de gitmemeleri gereken yerlerde, annelerinin asla evlenmelerini istemeyeceği kızlarla dans ederek sessizce öğrendikleri tango’yu para içinde yüzerek gittikleri paris’te yüksek sosyeteyle tanıştırınca, bugün hala tartışması yaşanan tango’nun güney amerika’da hitap ettiği kitleyle, avrupa’da hitap ettiği kitlenin birbirine olan keskin ayrımının oluşmasına neden olurlar.


özetleyecek olursam, bugün tango yapıyorsak bunu birkaç çapkın denizci ve ailesinin okusun diye önüne para döktüğü birkaç arjantinli genç adama borçluyuz diyebiliriz. bu arada o kadar konuştuk bir kere atatürk demedik. sanırım tango’nun bu topraklara ulaşmasının ve salonlarda icra edilmesinin ancak cumhuriyet’in ilanından sonra mümkün olduğunu söylememe gerek yoktur.

Hiç yorum yok: