Bu Blogda Ara

1 Mart 2012 Perşembe

Faregül'ün Suçu Ne?

Sanıyorum, kendi türünden bir canlıya yaşama amacın nedir diye sorabilen, soran, cevap bekleyen, cevap alabilen, cevap alan tek türüz dünyada. Cevaben, kocaman kocaman amaçlar, hedefler, projeler falan da sunuyoruz. Sunmuyoruz diyemem.

Lakin doğanın diğer canlıları için durum bizimkinden farklı. Yani farklı olan yaşama amaçları değil, bunu farklı bir şeymiş gibi söylemiyor olmaları.

Aslında dikkatlice bakan gözler için tüm canlıların yaşama amacı sonsuza kadar var olmak.Yani aslında yaşama amaçları, yaşama amaçları. Pehey! Biz insanlarsa bunu birey bazında düşünüp, bireyin gelecek nesillere bir "şeyler" bırakması falan olarak değerlendiriyoruz ve kendimizin farklı olduğunu düşünüyoruz.

Bu noktada dizilere senaryo olabilecek türde entrikalarla dolu bir yaşam döngüsünü sizlerle paylaşmak istiyorum.

Hikayemizin baş kahramanı Toxoplasma Gondii.
İsmi her ne kadar Hintli gibi dursa da kendisine bu isim latinceden seçilmiş. Ne demek olduğunu bilmiyorum ve dahi ilgilenmiyorum. Zira ilgimi çekecek dah farklı olayları entrikalar var Gondii'nin.

Efendime söyleyeyim...Bu arkdaş parazit tayfasından bir canlı türü. Bu parazit tayfasının pek zeki olmayan üyeleri içine yerleştikleri canlıyı -ki kendisine konak deniyor, ölüme götürenler. Daha zeki olanları ise o canlının ölmesine izin vermiyor, ta ki, kendisi palazlanıp, başka konaklara ulaşana kadar sinsi sinsi yaşamına devam ediyor, o büyük gün geldiğinde ise her şeyi yakıp, yıkıp, neslini devam ettirmek için saldırıyor. Fetih!!!

Gondii arkadaşımızda her türlü sıcak kanlı hayvanın vücudunda yaşamını sürdürebiliyor. Fakat çok önemli bir nokta var, her şeyin başlangıcı ve sebebi olan nokta;

Üreyebildiği tek konak canlı vücudu Kedi vücudu. Tataaam.

Güzel kedimiz, bilinçsizce vücudunda taşıdığı ve coğalmasına imkan tanıyarak, yardım ve yataklık ettiği bu gondii'yi etrafa küçük sevimli kakalar yaparak doğaya saldığından habersiz bittabi. Bu kakaları yiyen bilimum kemirgen de öyle.

Gondii'miz daha önce söylediğimiz gibi, sadece kedide çoğalıyor ama tüm sıcak kanlı organizmalarda yaşayabiliyor ama hedef neslini devam ettirmek ve sonsuza kadar var olmaksa eninde sonunda kediye ulaşılmalı.

İşte senaryonun en entrikalı yerleri geliyor!!!

Gondii kendi kendine bir plan yapıyor; diyor ki, "Bu salak fareyi aptallaştırmalıyım. Böylece yem haline gelir. E ama ya kuş kaparsa bunu. Sıçtı gondii bez getir. Daha zeki bir plan yapmalıyım." Beyindeki koku merkezine saldırıyor farenin, koku merkezinde kedi feromonlarına tepki veren bölgeye. Mission Impossible.

Bu fare dediğimiz canlı, kedilerden kaçmayı deneme yanılmayla öğrenmiyor. Takdir edersiniz ki, yanılınca ölünüyorsa bir öğrenmeden bahsedemiyoruz. Bu hayvanlar iç güdüsel olarak kedi kokusundan iğreniyorlar ve kedi varsa ortamda bulunmuyorlar. Bizim sevgili Gondii'miz de bu olayı tam tersine çevirip kedi kokusunu fare için cezbedici hale getirecek bir aksiyonda bulunuyor. Ne zaman ki bir kedi kokusu geliyor, faremiz yollara atlayıp canım, aşkım, sevgilim, ye beni, çatır çatır ye, bandıra bandıra ye, sabaha kadar ye, dinlenip dinlenip ye diyerek kendini kediye yem ediyor. Böylece Gondii'miz neslini devam ettirebilceği ve aynı döngüye tekrar başlayacağı kedi vücuduna geri dönmüş oluyor.

Çeksinler bunu, tutar bak... Bi döngü biter öbürüne başlarlar.


Bu kaydı kaynağını yani "BilaBedel" in linkini vermeden bir yere yapıştırırsanız, sizi dövebilirim, hatta mahkemeye bile veririm.