Bu Blogda Ara

12 Aralık 2010 Pazar

Çocuk1: İletişim Aracı Olan Çocuk

mahallemizin abileri vardı, o yaşta her çocuğun mahallesinde olduğu gibi. özendiğimiz, saygı duyduğumuz, ilerde olmak istediğimiz adamlar. aslına bakarsanız ipsiz sapsız köşe başı bekleyenlerinden başkası da değillerdi hani ama biz küçüktük onlarsa abi.

hafızama kazınmıştır bu mahallenin abileri, tolga abi, erkan abi, o abi bu abi.

güzelde ablalarımız vardı hani,
o dönemler. voleybol falan oynarlardı bu abiler ablalar, bizde öyle kaçan topları toplardık sağdan soldan. ben de onların yaşına gelince anladım ki oynanan her voleybol müsabakasının içinde kıyısından köşesinden bir yazma yazılma, ortam yaratma güdüsü etkinmiş. neyse işte tolga abi çağırdı beni bir gün yanına, acayip heyecanlandım, o zamanlar tüm abilerimiz bi yana tolga abi bi yana. böyle hafif yaşar alptekin esmerliğinde, hakan peker’i anımsatan bir sima ile yakışıklıca bir abimizdi. sportmendi, espriliydi, herkesi de göt ederdi, esprilerle şakalarla falan. işte bu tolga abimiz “bak şimdi” dedi, “filiz ablanı biliyosun?”
"evet dedim", bildiğime sevinerek.

-hah, gidiyorsun ona "tolga abi seni okulun arkasında bekliyor saat 2 de" diyorsun.

görev basitti,
*filiz ablaya yanaş,
*tolga abinin söylediğini tekrar et.
göreve hazır ve bu görevin tolga abi tarafından bana verilmiş olmasından dolayı gururlu bir coşkuyla bakkalın ordaki köşede beklemeye koyuldum, filiz abla hep ordan geçerdi böyle parmaklarının ucunda zıplarmış gibi yürüyerek. aynen beklendiği gibi oldu yine sokağın başında belirdi, şöyle bir hoh diye nefes bırakıp hemen koştum yanına gittim. "filiz abla bi şey söylicem sana" dedim.

hiç beklemediğim bir şekilde"ne var lan!" dedi.

filiz abla gibi naif bir insanın kabalığına şaşırdım biraz ama görev bilincim hala yerimdeydi. "tolga abi seni okulun arkasında bekleyecek saat 2 de" dedim. tepkisi bu sefer daha da şaşkınlık verici oldu:

-söyle o orospu çocuğuna bıraksın peşimi fena olacak!

dünyam değişti sanki bir anda,benim idolüm, popstarım, tolga abiye orospu çocuğu demesi kulaklarımda yankılanıyordu adeta. nasıl derdi. onu da boşver ben şimdi tolga abiye ne derdim. geriye yapılacak tek bir şey kalmıştı. zorbalık!

üzerine fazla düşünmeden çok hızlı bir karar aldım, vakit insiyatifi ele alma vaktiydi, yine gurur duyulacak bir işe imza atacaktım. hızla yerden taşları aldım, ve bağırarak atmaya başladım. "geliceksin lan orospu! geliceksin lan! tolga abim gel dedimi geliceksin!"

tabi filiz abla ellerini yüzüne siper ederekten yanıma yanaşıp kolumdan kavrayıverdi beni bir temiz dövdü semtin orasında arkasından bi posta da tolga abi dövdü arkadaşların yıllarca geçtiği taşak da işin cabası.

ben o zaman dedim ki, kimsenin iletişimini sağlayan adam olma. siktir et, gitsin kendi konuşsun. elçiye her daim zeval olmuştur ki, aksini söyleyen bir söz ünlü olmuştur.

ha bu arada tolga abiyi de gördüm geçenlerde, bi fabrikada çalışıyor, saçlar dökülmüş, dişler simsiyah, göt göbek büyümüş, afedersin yarak gibi adam olmuş. 550 lira para veriyorlar, yok mu sizin orda bi iş be “abi” dedi. içim ezildi, yok abi boş pozisyon dedim. sonra sırıttık, pozisyon kelimesinin çağrıştırdığı sığ mizaha. sonra ben gittim, o yine kaldı orda.

Hiç yorum yok: