Bu Blogda Ara

26 Mart 2012 Pazartesi

Solar Bottle Bulb - Güneş Şişesi

Güneş. Bizi aydınlatan, ısıtan güneş. Sıcaklığından korunmak için üstümüze çatılar yaptığımız güneş. Sıcaklığı o kadar korkutucu ki üstümüze çatılar çekip karanlıkta olmayı tercih ediyoruz.

İşte güneş şişesi de en azından o gökyüzünde parlarken hem çatımızın altında ondan korunup hem ışığından faydalanmak için bulunmuş dahiyane bir çözüm.

Aslında her şey oldukça basit. 1 ya da 1,5 litrelik kola şişesinin içine saf su koyuyoruz (doğal suların için de yosun oluşabiliyor) içinde mikroplar ve mikro organizmaların yetişmemesi için 3 yemek kaşığı kadar çamaşır suyu koyuyoruz. Lambamız hazır. Geri kalan detaylar lambanın montajı ile alakalı, paylaştığım videolarda görebilirsiniz.

İşin güzel tarafı, filipinlerde elektriği olmayan milyonlarca evin bu yöntemle aydınlanabiliyor olması.




Bu kaydı kaynağını yani "BilaBedel" in linkini vermeden bir yere yapıştırırsanız, sizi dövebilirim, hatta mahkemeye bile veririm.

1 Mart 2012 Perşembe

Faregül'ün Suçu Ne?

Sanıyorum, kendi türünden bir canlıya yaşama amacın nedir diye sorabilen, soran, cevap bekleyen, cevap alabilen, cevap alan tek türüz dünyada. Cevaben, kocaman kocaman amaçlar, hedefler, projeler falan da sunuyoruz. Sunmuyoruz diyemem.

Lakin doğanın diğer canlıları için durum bizimkinden farklı. Yani farklı olan yaşama amaçları değil, bunu farklı bir şeymiş gibi söylemiyor olmaları.

Aslında dikkatlice bakan gözler için tüm canlıların yaşama amacı sonsuza kadar var olmak.Yani aslında yaşama amaçları, yaşama amaçları. Pehey! Biz insanlarsa bunu birey bazında düşünüp, bireyin gelecek nesillere bir "şeyler" bırakması falan olarak değerlendiriyoruz ve kendimizin farklı olduğunu düşünüyoruz.

Bu noktada dizilere senaryo olabilecek türde entrikalarla dolu bir yaşam döngüsünü sizlerle paylaşmak istiyorum.

Hikayemizin baş kahramanı Toxoplasma Gondii.
İsmi her ne kadar Hintli gibi dursa da kendisine bu isim latinceden seçilmiş. Ne demek olduğunu bilmiyorum ve dahi ilgilenmiyorum. Zira ilgimi çekecek dah farklı olayları entrikalar var Gondii'nin.

Efendime söyleyeyim...Bu arkdaş parazit tayfasından bir canlı türü. Bu parazit tayfasının pek zeki olmayan üyeleri içine yerleştikleri canlıyı -ki kendisine konak deniyor, ölüme götürenler. Daha zeki olanları ise o canlının ölmesine izin vermiyor, ta ki, kendisi palazlanıp, başka konaklara ulaşana kadar sinsi sinsi yaşamına devam ediyor, o büyük gün geldiğinde ise her şeyi yakıp, yıkıp, neslini devam ettirmek için saldırıyor. Fetih!!!

Gondii arkadaşımızda her türlü sıcak kanlı hayvanın vücudunda yaşamını sürdürebiliyor. Fakat çok önemli bir nokta var, her şeyin başlangıcı ve sebebi olan nokta;

Üreyebildiği tek konak canlı vücudu Kedi vücudu. Tataaam.

Güzel kedimiz, bilinçsizce vücudunda taşıdığı ve coğalmasına imkan tanıyarak, yardım ve yataklık ettiği bu gondii'yi etrafa küçük sevimli kakalar yaparak doğaya saldığından habersiz bittabi. Bu kakaları yiyen bilimum kemirgen de öyle.

Gondii'miz daha önce söylediğimiz gibi, sadece kedide çoğalıyor ama tüm sıcak kanlı organizmalarda yaşayabiliyor ama hedef neslini devam ettirmek ve sonsuza kadar var olmaksa eninde sonunda kediye ulaşılmalı.

İşte senaryonun en entrikalı yerleri geliyor!!!

Gondii kendi kendine bir plan yapıyor; diyor ki, "Bu salak fareyi aptallaştırmalıyım. Böylece yem haline gelir. E ama ya kuş kaparsa bunu. Sıçtı gondii bez getir. Daha zeki bir plan yapmalıyım." Beyindeki koku merkezine saldırıyor farenin, koku merkezinde kedi feromonlarına tepki veren bölgeye. Mission Impossible.

Bu fare dediğimiz canlı, kedilerden kaçmayı deneme yanılmayla öğrenmiyor. Takdir edersiniz ki, yanılınca ölünüyorsa bir öğrenmeden bahsedemiyoruz. Bu hayvanlar iç güdüsel olarak kedi kokusundan iğreniyorlar ve kedi varsa ortamda bulunmuyorlar. Bizim sevgili Gondii'miz de bu olayı tam tersine çevirip kedi kokusunu fare için cezbedici hale getirecek bir aksiyonda bulunuyor. Ne zaman ki bir kedi kokusu geliyor, faremiz yollara atlayıp canım, aşkım, sevgilim, ye beni, çatır çatır ye, bandıra bandıra ye, sabaha kadar ye, dinlenip dinlenip ye diyerek kendini kediye yem ediyor. Böylece Gondii'miz neslini devam ettirebilceği ve aynı döngüye tekrar başlayacağı kedi vücuduna geri dönmüş oluyor.

Çeksinler bunu, tutar bak... Bi döngü biter öbürüne başlarlar.


Bu kaydı kaynağını yani "BilaBedel" in linkini vermeden bir yere yapıştırırsanız, sizi dövebilirim, hatta mahkemeye bile veririm.

22 Mart 2011 Salı

DJ

Ben vallahi anlamıyorum. Bu adamlara neden bu kadar kıymet veriliyor, nasıl oluyor da hayranları oluyor. Adamlar başkasının müziğini çalıyor arkadaşım farkında mısınız? Bi' de bunlara verece'm diye kendini yırtan kızceğizlerimiz var. Olur mu hiç güzelim, olur mu arkadaşım, güzel arabalar kullanıyorlar diye otopark görevlisine veriyor musun?

Bu kaydı kaynağını yani "BilaBedel" in linkini vermeden bir yere yapıştırırsanız, sizi dövebilirim, hatta mahkemeye bile veririm.

18 Ocak 2011 Salı

Diferansiyel Pişmanlık

Çoğunuzun pişmanlıkları uzun süren kasvetli bir yağmur gibi. Yağıyor diye yaşama ara veremeyeceğiniz türden. Katlanılabilir cinsten. Çoğunuz o ahmak ıslatan yağmurunda ıslanmışsınız. Islaksınız.

Benim pişmanlıklarımsa kısa süren bir  yaz yağmurunda, üç -bilemedin beş saniye yağan dolu gibi. Arabaların tavanlarını delen, camları kıran, kafa taslarına çarpıp beyinleri zonklatan dolular gibi. Ceviz gibi buz taneleri hayatın içine düşen. Buz gibi soğuk buz taneleri düştüğü suları donduran. Kimsenin kapı dışarı çıkamadığı, camlarından ellerini uzatamadığı bir dolu gibi benim pişmanlıklarım. Fazla ıslatmasa da adamın canını çok yakan.

Sonra işte demem o ki şeker kardeşlerim, siz hep ıslaksınız da, ben iki yarabandı yapıştırıp devam ediyorum. Yani sanıdığınız gibi "vurdumduymazlık" değil bendeki, "kurudumduymazlık".
Bu kaydı kaynağını yani "BilaBedel" in linkini vermeden bir yere yapıştırırsanız, sizi dövebilirim, hatta mahkemeye bile veririm.

6 Ocak 2011 Perşembe

Ti Ey Vay Vay Ay Pi

Hello my name is T.A.Y.Y.I.P.
Bu kaydı kaynağını yani "BilaBedel" in linkini vermeden bir yere yapıştırırsanız, sizi dövebilirim, hatta mahkemeye bile veririm.

Çeyiz Sandığından Vibratör Çıkan Kız

Şuna inanın;

Kadınların her zaman bir B Planı vardır.
Bu kaydı kaynağını yani "BilaBedel" in linkini vermeden bir yere yapıştırırsanız, sizi dövebilirim, hatta mahkemeye bile veririm.

Midye Dolma

Anavatanı Mardin'in Midyat ilçesi olan midye bitkisinin yaprakları ile yapılır. Midye bitksinin kalın kahverengi yapraklarını oluşturan nadide midye ağaçları Midyat'ın verimli topraklarının ve iklim dengesinin kusursuz bir ürünüdür. Mayıs ayında toplanan yapraklar 3 ay süreyle güneşte kurutulup sertleştirilir. Daha sonra içine hazırlanan iç pilav doldurularak limonla servis edilir. 

Ayrıca alternatif olarak bitkinin meyvesi galeta unuyla hazırlanan bir harçla kaplanarak yağda kızartılır ve tarator sosuyla servis edilebilir.


Yerseniz.

Bu kaydı kaynağını yani "BilaBedel" in linkini vermeden bir yere yapıştırırsanız, sizi dövebilirim, hatta mahkemeye bile veririm.

Anlamsız

Aslında ayaklarımdan asılmışım ben yere; yani aslında her yer tepe taklak. Aslında ben susuyorum hep cümlelerimle. Aslında bir aslı astarı yok olan bitenin.


Bu kaydı kaynağını yani "BilaBedel" in linkini vermeden bir yere yapıştırırsanız, sizi dövebilirim, hatta mahkemeye bile veririm.

21 Aralık 2010 Salı

Windows Vista Açılış Şifresini Kırmak

son derece basit metodlarla evde kendi başınıza yapılabilecek olan. windowsunuz orijinal bilgisayarda sizinse, tamamıyle legal. tabiki başkasının bilgisayarına uygularsanız bu suç olacaktır. 

öncelikle bir bartpe bootable live windows cd elde etmeniz gerekiyor. bununla sistemi açacağız.

tamami hadi onu da anlatayım madem.

Lars and The Real Girl

-bana abinin eşi karin’den bahset.

-onu pek tanımıyorum. mükemmel biri. gus’la kadınlardan yana şansımız iyidir. karin mükemmel biri. fakat...

-konuşmak zorunda değiliz. okuyacak bir şeyler bulalım.

-hayır, ondan değil... aramızda kalsın.

-elbette.

-onun için endişeleniyorum. ufak bir sorunu var sanırım.

-belki de bana anlatmamalısın.

- hayır, önemli değil. yalnızca muhtemelen kendini güvensiz
hissettiği içindir ama insanlara sarılmadan duramıyor. bazı insanlar bundan hoşlanmaz. bazı insanlar sarılmaktan hoşlanmaz ama o bunu anlamıyor. üstüne alınıyor. sonuçta bu da duyguları inciniyor. bu konuda ne yapacağımı bilemiyorum. siz biliyor musunuz?

-birinin seni kucaklaması insanı çoğunlukla rahatlatan
bir duygudur, öyle değil mi?

-hayır.

-yapma, kendini iyi hissettiriyor.

-kendini iyi hissettirmiyor. acı veriyor.

-bir kesik ya da çürük gibi mi?

-yanık gibi. hani dışarı çıkarsın da ayakların donar, sonra
tekrar eve geldiğinde ağır ağır ısınır ya? onun gibi işte.
 hemen hemen aynısı.

-herkese karşı mı böyle?

-bianca*’yla daha farklı. ama diğer herkes için geçerli.

-insanların sana dokunmasına izin vermiyorsun yani? lars, bundan kaçınmak zor olmuyor mu?

-aslında burada değilim, çünkü kat kat giyiniyorum.




Bu kaydı kaynağını yani "BilaBedel" in linkini vermeden bir yere yapıştırırsanız, sizi dövebilirim, hatta mahkemeye bile veririm.

Yuvarlağın Köşeleri

Yürüdüğün yoldan başladığın yere döneceğin varsayımından hareketle, yürürken köşe dönüyor olmaksa da yaptığın,çemberinden sıyrılıp metrelerce ve zamanlarca uzaktan baktığında, yürüdüğün şeyin hiç köşesi olmadığını görürsün. Sen hayat bittiğinde milyonlarca köşe döndüğünü söylerken, metrelerce ve zamanlarca uzaktakilere göre yaşamış ve ölmüşsündür.


Bu kaydı kaynağını yani "BilaBedel" in linkini vermeden bir yere yapıştırırsanız, sizi dövebilirim, hatta mahkemeye bile veririm.

20 Aralık 2010 Pazartesi

Gizli Elektrik Tüketimi

Evlerde ve işyerlerinde fişleri takılı bırakılan cihazların bir nevi bazal metabolizması için gerekli enerji.

Nasıl olurda olur?